Sabah gözlerimizi açtığımız andan itibaren bir koşturmacanın içerisine uyanıyoruz. Evin her bir ferdinin ayrı bir telaşı, ayrı bir gündemi, hazırlıkları, yetişmesi ya da yetiştirmesi gereken sorumlulukları var. Akşam olup da bir araya gelindiğinde ise herkesin kendini mutlu, huzurlu ve uykusuz hissettiği anları bulmaksa neredeyse mucize gibi bir şey. Bu sıfatları kullanmamın özel bir sebebi var. Birçoğumuz için kendimizi rahat, huzurlu ve dinlenmiş hissettiğimiz anlarda kitap okumanın özel bir anlamı vardır. Kendimizle baş başa kaldığımız anlarda, tatilde dinlenirken ya da hoş bir mekânda kahvemizi yudumlarken çantamızdan bir kitap çıkarıyor olmamızı ben böyle yorumluyorum. Bunun “iyi niyetli” bir çıkarım olduğunun ve kimilerinin “o kitap poz verilmek için orada” dediğini duyar gibi oluyorum. Bu yazıyı okuma zahmetine katlananların çocuklarıyla kitaplar arasında bir bağ kurmaya çalışan ebeveynler olduğuna inandığım için “iyi niyetli” olmaya devam edeceğim.
Gelelim asıl sorumuza: “Tüm bu koşturmaca içerisinde kitap okumak için nasıl zaman bulacağız?” Bu soruyu “çocuklarımıza nasıl kitap okutacağız” olarak değiştirmek isteyenler varsa onlara baştan hatırlatmamızı yapalım.
Çocuklar, ebeveynlerinin yapmaktan keyif aldıkları, gerçekleştirmek için zaman ayırdıkları kısacası heyecanlandıkları şeyleri taklit etmekte çok yeteneklidirler. Bu yüzden bizler kitap okumak için zaman bulursak, onlar da bunu taklit etmek için yeterli imkânı bulacaklardır.
Bu zamana kadar bu konuda neler söylenmiş diye kısa bir araştırma yapınca en çok “Evde kitap okuma rutini/saati oluşturun” tavsiyesinin öne çıktığını görebilirsiniz. Rutinler, evlerimizdeki düzeni sağlamak için vazgeçemeyeceğimiz alışkanlıklar. Buna kimsenin itiraz edeceğini sanmam. Ancak gözlemlerime göre kitap okuma rutini oluşturmak, gerçekleşmeyen bir hayal ya da başka bir deyişle ütopya gibi bir şey. Başlarda iyi gitse de bu rutinin devamlılığını sağlamak pek mümkün olmuyor. Örneğin okul öncesi dönemlerde, birçoğumuz bu alışkanlığı kazanıyor ve çocuklarımıza her gün mutlaka kitap okuyoruz. Ancak ilkokula geçip de daha kalın yani uykuya geçme süresini bir hayli uzatacak kitaplara sıra geldiğinde bu alışkanlığı rafa kaldırıyoruz. Bir süre sonra çocuklarımızın kendi kendine kitaplarla baş başa kalmasını istiyoruz. Burada şu soruyu kendimize sormakta fayda var: Gündelik koşturmacalarımız arasında kitap okuma alışkanlığını nasıl kazanacağız?
Öncelikle bugüne kadar okuduğunuz ideal kitap okuma anlarına ve mekânlarına dair tüm bilgileri bir kenara koyun. Bireysel bir eylem olan kitap okuma keyfini ailenizin ortak zamanlarına ve alanlarına taşıyın. Ailenizle birlikte en mutlu olduğunuz, en beklenmedik anlarda ortaya bir kitap çıkarın.
Çok sevdiğiniz bir kahvaltı sofrasında, muhabbetin en tatlı yerinde ortaya bir tarif kitabı çıkarın. Hem sizin hem çocuklarınızın onu incelemesine fırsat verin.
Bir hafta sonu gezinizin rotasına bir kitapçıyı ya da bir kütüphaneyi de ekleyin. Çocuklarınızla birlikte kitapçıda “A” ile başlayan üç tane kitap ismi bulmaya çalışın.
Kütüphanenizi farklı türde kitaplarla zenginleştirin, ilgi çekici hale getirin. Varsa bir kitap posterini ya da kitap ayıracını evin görünen bir yerine asın. Resim yapmayı seven bir çocuğunuz varsa posteri ona da tasarlatabilirsiniz.
Kitapların sadece koltukta/sandalyede okunmayacağını çocuklarınıza gösterin. Burada hayal gücünüzü kullanmak serbest. Masanın altında, sandalyelerle yaptığınız ev tipi arabada, koltuk arkasında, karanlıkta el feneriyle… Zaman içerisinde çocuklarınızın da farklı kitap okuma şekillerini bulduğunu göreceksiniz.
Bu gibi pratikler, kitap okumak için “çok özel ve çok geniş zamanlara” ihtiyacımız olduğu algısını yıkacaktır. Böylece hem kendiniz hem de çocuklarınız için kitap okuma alışkanlığını çok düşünmeden severek içine dahil olduğunuz bir alışkanlığa dönüştürebilmenin yolunu da bulmuş olacaksınız.
Kitap okumayı bir “maceraya” ya da bir “oyuna” dönüştüren bir çocuğun hayal gücünün sınırları nerelere uzanır sizce? Belki de ta yıldızlara…
Dalgın Deve , astronomiye ilgi duyan, vaktinin çoğunu kâh hesap yaparak kâh yıldızları düşünerek geçiren bir devedir. Yine bir gün kafasında hesaplar kara kara düşünen Dalgın Deve, elinde pergeller, kalemler, kâğıtlarla koşan bir çocuk görür. Çocuk öyle değişiktir ki daha önce böyle bir çocuk hiç görmemiştir. Çok geçmeden çocuğu takip edip neler yaptığına, neleri incelediğine kafayı takar. O değişik çocuğun da kendi gibi astronomi meraklısı olduğunu anlar. Veee Dalgın Deve ile çocuğun dostlukları işte böyle başlar. Onların arkadaşlığına yıldızlar, bilim, matematik, çöller, yollar ve hatta
El Harezmi dahi ortak olur. Yıldızların Peşinde; astronomi ve bilim meraklısı Dalgın Deve ile onun peşine takılan tuhaf bir çocuğun macera dolu hikâyesi.
Yol Arkadaşım Kitaplar – Hüsniye Gülsev Koç
Multibem kitaplarını tedarik etmek için Multibem Kitap Parkımıza gelebilir, multibemkitap.com internet adresimizden bu bağlantıya tıklayabilirsiniz. Aynı zamanda seçili Multibem kitaplarını İdefix ve D&R internet mağazalarından satın alabilirsiniz. İdefix ile D&R mağazaları ile ilgili haberimize buradan ulaşabilirsiniz. Multibem Yayınları Trendyol Mağazasına ulaşmak için de bu bağlantıya tıklamanız yeterli!
